Kitap Milli Mücadele öncesi, Milli Mücadele dönemi ve sonrası olaylarla ilgili geniş bilgi vermektedir. I. Dünya Savaşı’nın başlangıcı ve nedenlerinden başlayarak cumhuriyetin ilanına kadar olan süreci anlatıyor. Konu kitapta hiçbir peşin fikre kapılmaksızın, bir plan dahilinde ele alınmıştır.
Kitap,1900 ile 1918 yılları arası yani, Osmanlı’nın son dönemlerinden Kurtuluş Savaşı’na kadar olan dönemle başlar. Burada Osmanlı’nın siyasi ve idari yapısındaki bozulmanın, çürümüş faaliyetlerin, politika ve idare içindeki menfaatçiliğin ülkeye ne kadar zarar verdiğinden bahsedilmektedir.
Artık halk, otoritesi kalmamış padişah tarafından yönetilmekten bıkmış ve kendi sorunlarını en azından gözler önüne serebileceği bir mekan aramıştır. Bu boşluk nispeten de olsa II. Meşrutiyet ile doldurulmuştur.
Fakat hasta adamın iyileşmesini, kendisini toparlamasını istemeyen batı uygarlığı sürekli olarak ülkenin başına çeşitli dertler açmaktadır. Bunlardan birisi de Balkan Savaşıdır. Bu döneme damgasını vuran başka bir olay da İttihat ve Terakki’nin iktidarı ele geçirmesidir. Artık, Cihan Harbi başlamış ve Osmanlı Devleti savaşa İttihatçıların kararı ile Almanya yanında girmiştir. Mustafa Kemal Çanakkale’de bir çok başarılara imza atmış, Türk askeri orada destan yazmıştır. Fakat bütün bu fedakarlıklar pek bir işe yaramamış çünkü, devlet savaştan mağlup olarak çıkmıştır.
Savaşın hemen ardından Mondros Ateşkes Antlaşması imzalanmıştır. Lakin bu bir ateşkes antlaşmasından çok ülkeyi daha kolay parçalayabilecek bir plan niteliğindedir. Artık hasta adam yavaş yavaş ölmeye başlamıştır.
Galip devletler ülkenin her bir köşesini kendi aralarında paylaşmış, bölgede yaşayan Türk halkına da kötü davranmaya, onları yıldırma çalışmalarına başlamıştır. Milletin artık bu zulümlere daha fazla dayanacak sabrı kalmamıştır.Mustafa Kemal Paşa’nın gayretleriyle Milli Mücadelenin ilk tohumları atılmış, çeşitli cemiyetler kurulmuş, gizli toplantılar düzenlenmiş, bu sayede halk bilinçlendirilmeye çalışılmıştır.
İzmir’in işgali artık bardağı taşıran son damla olmuş ve halk bu olanlara bir dur demenin, ancak silahla olacağını anlamıştır. Fakat bu düzensiz ve birbirinden habersiz insanları örgütleyecek, onların yapacakları faaliyetleri düzenleyecek bir lidere ihtiyaç duyulmaktadır.
Mustafa Kemal bu sırada Anadolu’ya geçer. Burada halkı bir araya getirecek kongreler düzenler ve onları ortak bir amaca yani bağımsızlığa yönlendirir. Bu vakitten sonra İstanbul’la olan bütün bağlar kesilir ve onların diğer devletlerle yaptığı hiçbir anlaşma kabul edilmez. Bundan böyle halkı temsil edecek bir organ kurulma zamanı gelmiştir. Bu da TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ’dir.
Böylece yeni Türkiye’nin temeli atılmıştır. Artık halk tek başına bir kişinin idaresinde değildir. Millet kendi kendini yönetmeye başlamıştır. Bağımsızlık için ateşli çalışmalar yoğunlaşmış, halkın seçtiği temsilciler onların haklarını korumak ve ülkeyi parlak bir geleceğe taşımak için varını yoğunu ortaya koymuştur. Yapılan bu siyasi çalışmalar askeri harekatlarla desteklenmiş ve Mustafa Kemal ve arkadaşlarının büyük fedakarlıkları sayesinde mutlu sona ulaşılmıştır. Cumhuriyetin ilanı ile Türk Milleti yepyeni bir döneme adımını atmıştır.
Bu kitap insanlığın sonsuz gelişmesi içinde Türk devletinin varlığı ve bağımsızlığı için göze aldığı kutsal mücadeleyi anlatmaktadır. Türk milletinin zaferle sonuçlandırdığı, dedesinden ninesine, çocuğundan gencine herkesin hayatı pahasına geri almak istediği yurdu için yaptığı kutsal savaşı anlatmaktadır.