Ağrı
Ağrı İli,
Türkiye'nin
Doğu Anadolu Bölgesi'nde bulunan bir
ildir. Adını, içinde bulunan
Ağrı Dağı'ndan almıştır.
1834 yılında bucak,
1869 yılında ilçe olan Ağrı,
1927 yılında il olmuştur.
Orta Asya'dan gelen kavimlerin
Anadolu'ya girişleri sırasında Ağrı, bir geçiş oluşturmuş, dolayısıyla birçok medeniyete sahne olmuştur. Ancak bu medeniyetler Ağrı'yı bir giriş kapısı olarak gördüklerinden burada çok köklü bir uygarlık oluşturamamışlardır.
Bölgede egemenlik kurdukları sanılan
Hititler'in güçlerini yitirmeleri üzerine,
M.Ö.1340 -
M.Ö.1200 tarihleri arasında
Hurriler bölgeye yerleşmişlerdir. Hurriler krallık merkezi olan
Urfa'dan uzak olan Ağrı'yı ellerinde tutamamışlardır.
En köklü uygarlığı
Urartular oluşturmuştur. Urartu'nun Van Gölü'nün kuzey ve kuzeydoğusundaki ülkeler üzerine,
Kral İspuini döneminde (
M.Ö.825 -
M.Ö.810) seferlere başlamış,
Kral Menua döneminde (
M.Ö. 810 -
M.Ö. 786) ise bu akınlar daha da ağırlık kazanmıştır. Kuzeye ve kuzeydoğuya giden yollar üzerinde inşa edilen kaleler, buraya yapılan seferlerin önceden planlandığını göstermektedir. Ağrı Dağı'nın yamaçlarında,
Karakoyunlu ve
Taşburun köylerinin arasında ele geçen bir Urartu yazıtı Kral Menua'nın bu bölgedeki egemenliğinin kesin kanıtıdır.
M.Ö.712 yıllarında
Kızılırmak boylarına kadar uzanan
Kimmerler, Ağrı'da geçici de olsa bir hakimiyet kurmuşlardır.
Medler (
M.Ö.708 -
M.Ö.555)
Asur Devleti'nin yıkılması ile birlikte bir yayılma sürecine girmiş, bunun sonucu olarakta Ağrı ve çevresini topraklarına katmışlardır.
Medler'in yıkılması ile birlikte
Persler;
Büyük İskender'in Pers Kralı
lll. Darius'u
M.Ö. 331'de yenerek Anadolu'yu ele geçirdiği zamana kadar yaklaşık iki yüzyıl kadar bölgede yaşamışlardır. Büyük İskender'in ölümü üzerine oluşan boşluktan faydalanan
Ermeniler bölgeyi ele geçirmişlerdir.
Doğu Anadolu'ya gelip yerleşen ilk
Türk topluluğu
M.Ö.680 yılında bölgeye gelen
Sakalardır.
Murat Nehri ve
Doğubeyazıt çevrelerine kısa sürede yerleşmişlerdir. Daha sonraları
Arsaklılar ve
Artaksıyaslı Krallığı, Ağrı ve çevresine hakim olmuştur.
Bölge,
Halife Osman zamanında
İslam orduları tarafından fethedilmiştir.
872 yılına değin
Abbasiler'in kontrolü altında kalan Ağrı, daha sonra
Bizans'ın kontrolüne geçmiştir.
1071 Malazgirt Savaşı sonrası bölgeye Türk boyları gelmeye başlamıştır. Ağrı, yüzyıla yakın bir süre
Sökmenli Devleti'nin sınırları içine girmiştir.
1027 -
1225 yılları arasında
Ani Atabekleri,
1239'da
Cengizliler,
1256 -
1358 yılları arasında
İlhanlılar ve
Celaliler Ağrı'da hüküm sürmüşlerdir. İlhanlılar bazen kurultaylarını Ağrı Dağı'nda yapmış, Anadolu ve
İran'ı buradan yönetmişlerdir.
1393'de
Moğol hakanı Aksak Timur, Ağrı bölgesini ele geçirmiştir.
1405 -
1468 tarihleri arasında Ağrı,
Karakoyunlu toprakları içinde yer almış, Karakoyunlular yıkılınca Ağrı
Akkoyunlular'ın egemenliğine geçmiştir. Ağrı,
1514'de yapılan
Çaldıran Savaşı sonrası
Yavuz Sultan Selim tarafından
Osmanlı topraklarına katılmıştır.
Osmanlı döneminde
Şorbulak olarak anılan ilin adı, Ermeniler zamanında
Karakilise olarak değiştirilmiştir.
Kazım Karabekir Paşa zamanında ise Karakilise ismi değiştirilerek
Karaköse diye adlandırılmıştır.
Nuh Tufanı ile ilgisinden dolayı
Tevrat'ta adı geçen
Ararat Dağı ve ülkesinin, Ağrı ve çevresinin olduğu sanılması dolayısıyla Ağrı'ya batılılar tarafından Ararat da denilmektedir. 5165 m. yüksekliğiyle Türkiye'nin en büyük dağı olan
Ağrı Dağı da il sınırlarındadır.
Türkiye Cumhuriyeti hükümeti Ağrı'ya bir üniversite kurma kararınını
TBMM'den geçirmiştir. Bu girişimin
2009 Nisan'ında gerçekleşecek olan yerel seçim öncesi bir yatırım olmaktan öte bir anlam içermediğine inanılmaktadır. Ağrı,
2007 Temmuz'unda yapılan son genel seçimde de meclise beş milletvekili göndermiştir.
Kültürel ve doğal zenginlikler [değiştir] Ağrı Dağı'nın Iğdır'dan görünümü
İshakpaşa Sarayı.
- Ağrı Dağı : Doğubeyazıt'ta bulunan ve volkanik bir dağ olan Ağrı_Dağı 5137 metre yüksekliği ile Anadolu'nun en yüksek dağıdır.Nuh Tufanı'ndan sonra Nuh'un gemisine ev sahipliği yapması dolayısıyla efsanevi özelliği olan bir dağdır.Dağ İran'ın 16 km batısında,Ermenistan'ın 32 km güneyinde yer alır.
- Nuh'un Gemisi : Ağrı dağı'nın güney karşısındaki Şürbahar (Telçeker) ile Üzengili (Meşar) köyleri arasında doğal bir anıttır. Aslında bu anıt, gemi biçimli bir şekil (siluet) dir. Türkiye - İran Transit yoluna 3,5 km. mesafededir.Nuh Tufanı sonucunda karaya oturan geminin bufada kaldığı öne sürülmektedir. 1983 yılından iti­baren kutsal geminin kalıntılarım burada arama çalışmaları hızlanmıştır.
- Meteor Çukuru : Doğubayazıt'ın 35 km. doğusunda. Küçük Ağrı dağının eteğinin bittiği yerdedir, İran sınırına 2 km uzakta, Gürbulak sınır kapısı ile Sarıçavuş köyü arasındadır. 1892 yılında gökten düştüğü sanılan büyük bir parçanın meydana getirdiği çukur, dünyada büyüklük ve derinlik itibariyle Alaka’dakinden sonra ikinci büyük meteor çukuru budur. Genişliği 35 m., derinliği 60 m. dir. Toprağa gömülü göktaşının üzeri iç duvarlardan çöken toprak tabakalarıyla örtülüdür.
- Balık Gölü : Ağrı'nın kuzeyinde, Kars sınırındaki Sinek yaylasında alabalığı ile ünlü bir lav setti gölüdür. Gölün suyu tatlı ve temizdir. Sazan balığı ve ünlü kırmızı pullu (kızıl alabalık) alabalığı vardır. Gölün çevresindeki buz gibi kaynaklar, Anadolu'nun en güzel sularıdır. Göl, doğal bir güzelliğe ve sade bir manzaraya sahiptir.Deniz seviyesinden 2241 m. yükseklikte bulu­nan Balık gölü, yurdumuzun en fazla yüksekte oluşmuş gölüdür. Alanı 34 km2. olup, derinliği 100 m.yi aşmaktadır.Gölün güney kıyısında plaj sitesi ve turistik te­sisler vardır.Balık gölüne kısa yol, Taşlıçay üzerinden çıkan 26 km.lik yoldur. Bu yolu, 60 km.lik Doğubeyazıt yolu tamamlar.
- KUDRET KÖPRÜSÜ : Köprü çermiğinin bitişiğindedir. Zaten bu çermi­ğin adı da buradan gelir. Murat nehri buradaki toprak ve kaya yığınını sökemediğinden altını delmiş, açtığı tünelden akmıştır. Dünyada benzeri olmayan bu köprü, 30 m. yükseklik, 30 m. genişliktedir. Aradaki 150 m. boşluktan sonra ikinci doğal köprü yer almaktadır.